İş Hayatında Sağlıklı İlişkiler Kurmak
Neyin yapılmaması gerektiğini bilmek, çoğu kez altın kuralları uygulamaya çalışmaktan daha etkili. İş hayatında sağlıklı ilişkiler kurmak için de, kaçınılması gereken tutum ve davranışlara bakmak şart.
Aslında bütünlüklü bir iş insanı olmak demek, hayatımızı keskin bir sınırla iş ve özel hayat olarak ikiye ayırıp her birinde farklı olmanın aksine, iş-aile-sosyal hayatta zamanın akışında zorlanmadan “kendimiz olarak kalabilmek” demek. Burada tartışacağımız konular da, bütüncül bir iş insanı için hayatın her alanında geçerli kurallar olacak elbette.
En önemli soruyu en başta sorarak başlıyorum:
İnsanlarla ilişkinizde en çok kendinizi mi savunuyorsunuz? Yoksa karşıdaki kişiyi derinlemesine anlayabilmek için tüm yüzünüzle ona dönüp dinliyor musunuz?
Bu soru, basit bir “dinleme beceriniz” var mı yok mu bunu anlama sorusu gibi görünebilir. Ama bunun da ötesinde güven verici ilişkiler kurabilmenin temeli olan, “savunuculuk” la yani kendi bakış açısına odaklanarak kendi fikirlerini savunmakla; “tahkikat” yani başkasının perspektifini anlamak için dinleme çabası arasındaki dengenin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmak için sorulan bir soru.[1]

Başka bir deyişle, bir ilişkide en çok kimin önemli olduğunu düşünerek tutum ve davranışlarınız şekilleniyor acaba? “En çok ben önemliyim, sen benden sonra önemlisin” anlamına gelen sadece kendi fikirlerimize odaklandığımız konuşmalarımız çok fazla olabilir mi? Karşımızdaki kişiye ne kadar söz hakkı tanıyoruz, onu ve fikirlerini ne kadar anlamaya çalışıyoruz?
Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki, güçlü liderlikler de, güçlü ekipler de, gerçek başarılar da “sessizce anlaşılmış” olan kimin ne konuşacağı, ne tepkiler vereceği belli olan çatışmasız ortamlarda doğmuyor. Aksine, ekip üyelerinin birbirini anlamaya çalıştığı, çatışmayı bir “yaratıcı yıkım”a dönüştürebilen, zor sorular sorabilen ve bu durumdan doğan doğal ve sağlıklı ilişkinin gücüne dayanan iklimlerde doğuyor.
Biz kendimize dönersek, zayıf ilişki kurduğumuzu bize anlatabilecek işaretleri izleyelim şimdi de:
- Başarısız olduğunuzda kimi suçlarsınız? Örneğin, çalıştığım bir kurumda benden düşük not olan iş arkadaşım, kendi notunun düşük olmasından yöneticimizi ve beni suçlamıştı. Yöneticimizin haksızlık yaptığını ve hak ettiği notu ona vermeyerek bana verdiğini büyük bir pişkinlikle bana söyleyebilmişti. İletişim becerileri gibi yetkinliklerin de notlanmaya dahil edildiğini gözden kaçırmış olabileceğini ona o an şaşkınlıktan söyleyememiştim!
- Hep yarı yolda mı bırakılıyorsunuz? Beklentileriniz anlaşılmıyor mu? Hep yüksek beklenti içinde olduğunuzdan yakınıyor musunuz?
- İletişim kurduğunuz zaman olumsuz duygulara kapılıyor musunuz? Hoşnutsuzluk, hayal kırıklığı, kaos, güçsüzlük gibi.
- Çevrenizdekileri çok güvenilmez ve içten pazarlıklı olarak mı görüyorsunuz?
- Bugün çevrenizdeki kaç kişi hakkında ve kaç kez negatif cümleler kurarken buldunuz kendinizi?
Cevaplar sizde!
Övgü Torlak
[1] Ancona, Malone, Orlikowski ve Senge, Tamamlanmamış Lideri Övmek, HBS 2007.